Simulantia Footer Logosu
/
Blog
/
Dünya Kimin Emriyle Dönüyor?

Dünya Kimin Emriyle Dönüyor?

Yazar avatarı
Ömer
5 dk okuma Yorum Yok
Dünya Kimin Emriyle Dönüyor?

Geçen bölümde, kelimelerin sadece iletişim değil, aynı zamanda düşünceyi yönlendiren bir silah olabileceğini konuşmuştuk. Ama şimdi daha büyük bir soru var: Bu silahı kim kullanıyor?

Eğer dil, bir kontrol mekanizmasıysa, o zaman kim bu mekanizmanın mimarı? Kim, tarih boyunca insan zihnini, inançlarını, hatta toplumlarımızın temel yapılarını şekillendirdi?

Pierre Sabak’ın “Gerçekliğin Cinayeti” adlı çalışmasının ikinci bölümü, bizi bu sorunun karanlık ve büyüleyici derinliklerine götürüyor. Burada artık sadece kelimelerden değil, kan, soy, mitoloji ve göklerden gelen efendilerden bahsediyoruz.

Sabak’a göre, insanlık tarihini yöneten gizli el, sadece soyut bir sistem değil; dünyaya inmiş, insanlarla birleşmiş, soyu devam eden bir varlık grubu. Onlara farklı isimler verilir: Düşmüş melekler, Parlayanlar, Yıldız Halkı, Sürüngenler, İllüminati. Ama hepsi, aynı köke işaret ediyor: bir üst akıl, bir biyolojik ve zihinsel manipülasyonun mimarı.

“İllüminati” Gerçekten Işığın Çocuğu mu?

İlginç bir başlangıç: “İllüminati” kelimesi, Latince illuminare’dan gelir — “aydınlatmak” demek. Ama Sabak, bu kelimenin kökeninin çok daha derinde olduğunu iddia ediyor.

Semitik dillerde “ışık” ve “parlama” kavramları, yılan, ejderha, melek ile doğrudan bağlantılı. İbranicede “seraph” (alevli yılan), Arapçada “akh zauri” (ışığın kardeşleri), Mısır mitolojisinde “Sobek” (timsah tanrısı)… Hepsi, ışık, bilgi ve sürüngen sembolizmini bir araya getiriyor.

Ve işte bu noktada, “İllüminati” sadece bir gizli örgüt değil, bir soyun adı haline geliyor. Bu soy, yıldızlardan gelmiş, bilgiyi kontrol eden, insan ırkıyla karışmış bir “Parlayanlar” sınıfı.

Yıldız Halkı: Gökyüzünden Gelen “Ev Sahipleri”

Sabak, bu grubun köklerini “Sabi rahipliği”ne kadar götürüyor. Arapçada “Saba’ia” (Yıldız Halkı), “Sabah-Kha” (Sabah Yıldızı) ile doğrudan ilişkili. Ve Sabah Yıldızı nedir? Venüs. Antik metinlerde ise Venüs, Lucifer olarak bilinir — “ışık getiren”.

Dikkat edin: Lux ferre (Latince: ışık getiren) kelimesi, hem bir meleği hem de bir düşmüş efendiyi tanımlıyor. Ama Sabak’a göre, bu ayrım belirsiz. Çünkü “Lucifer”, aslında Sami dilindeki “La’sapher” (kutsal kitabı bildiren) fiilinden türemiş. Yani bilgi veren, öğretmen… ama aynı zamanda, kendini gizleyen.

Bu “Yıldız Halkı”, sadece tapınılmadı — insanlıkla birleşti. Ve burada, Tevrat’taki en gizemli olaylardan biri devreye giriyor: Nefilim.

İnsan-Melek Kan Bağı: Gerçek Bir Hibrit Soy mu?

Tevrat’ın Yaratılış 6. bölümünde, “Tanrı’nın oğulları” yerin kızlarıyla evlenir ve “Nefilim” adı verilen güçlü varlıklar doğar. Sabak, bu hikâyeyi mitolojik bir metafor olarak değil, tarihsel bir kayıt gibi okuyor.

Ve inanılmaz bir şekilde, bu hikâye, Zulu şamanı Credo Mutwa’nın anlattıklarıyla örtüşüyor. Mutwa, Zulu atalarının göklerden gelen bir ırkla evlendiğini, bu birleşmeden güçlü kralların ve kabile şeflerinin doğduğunu söylüyor. Aynı hikâye, farklı kıtada, farklı kültürde… ama aynı temayla.

Acaba “kutsal soy” dediğimiz şey, aslında biyolojik bir üstünlük iddiasının bir yansıması mı? Krallar, imparatorlar, dini liderler… Hepsi, “gökyüzünden gelen” bir soyun mirasçısı olarak tanıtılmış. Belki de bu, iktidarın meşrulaştırılmasının en eski yolu.

Hükümet = Şeytan mi?

En çarpıcı iddialardan biri, “hükümet” kelimesinin kökeniyle ilgili.

Latince gubernare (yönetmek), Yunanca kubernao (dümen kırmak) kelimesinden gelir. Yani hükümet, bir gemiyi yönlendirmek gibi. Ama Sabak, bu kelimenin aslında “meleksi ev sahibi” ile bağlantılı olduğunu savunuyor.

Daha da ileri gidiyor: İbranicede “şilton” (hükümet), Arapçadaki “Sultan” ile paralel. Ve “Şeytan”? İbranicede “şatan”, sadece bir şeytandan fazlası: muhalefet eden, karşı çıkan. Hatta İncil’de, Davud bile düşman bir fraksiyon için “Şeytan” olarak adlandırılıyor.

Yani hükümet, sadece bir yönetim biçimi değil; iktidarın kutsal-karanlık ikilemini temsil ediyor. Ve bu iktidar, köken olarak, düşmüş meleklerin soyuna dayandırılıyor.

Peki, Bugün Kim Yönetiyor?

Sabak’ın teorisi, fantastik gibi görünse de, bizi rahatsız edici bir soruya götürüyor:
Dünyayı yöneten yapılar, aslında çok daha eski bir düzenin devamı mı?

Elbette, bu iddiaların hepsi kanıtlanabilir düzeyde değil. Dilbilimciler, etimolojik bağlantıların seçici olduğunu, rastlantısal benzerlikler üzerine kurulu olabileceğini söyleyecek. Ama asıl mesele, bu teorinin doğru olup olmadığı değil…

Sormaya cesaret ettiğimiz sorular.

Çünkü bir kez “Kim yönetiyor?” diye sorduktan sonra, artık o kadar kolay inanamazsınız. Kralların soyu, dinlerin kökeni, gizli örgütlerin sembolleri… Hepsi, sadece tarih mi, yoksa bir sistemin parçası mı?

Pierre Sabak’ın bu anlatımı, sadece bir komplo teorisi değil; iktidarın nasıl inşa edildiğine dair bir ayna. Gerçekten de, bugün dünyayı yönetenler, “yıldızlardan gelen efendilerin” soyundan mı? Yoksa bu hikâyeler, insan zihnini kontrol etmenin en ustaca yöntemlerinden biri mi?

👇 İzleyin ve bu gizemli soyun izini sürün:

👉 İlgili YouTube videosu


Sonraki Bölümde Ne Var?
Üçüncü bölümde, “Kurbanın Sırrı ve Gerçekliğin Yeniden İnşası” başlığıyla, tarihin en kutsal ritüellerinin ardında yatan sembolizmi, kurbanlık sisteminin gerçek amacını ve “gerçekliğin” nasıl yeniden inşa edildiğini keşfedeceğiz. Takipte kalın.

Yazar avatarı

Ömer

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Yeni İçeriklerden Haberdar Olun

E-posta listemize katılın ve en son videolardan, blog yazılarından ve özel içeriklerden ilk siz haberdar olun.