Simulantia Footer Logosu
/
Blog
/
Kelimeler Gerçekten Düşüncelerimizi Kontrol Ediyor mu?

Kelimeler Gerçekten Düşüncelerimizi Kontrol Ediyor mu?

Yazar avatarı
Ömer
4 dk okuma Yorum Yok
Kelimeler Gerçekten Düşüncelerimizi Kontrol Ediyor mu?

Her gün konuştuğumuz kelimeler… Onları düşünmeden, neredeyse bilinçsizce kullanıyoruz. “Merhaba” derken, “iyiyim” derken, bir mesaj yazarken, bir fikir savunurken… Ama bir an durup sordunuz mu kendinize: Bu kelimeler sadece iletişim mi kuruyor, yoksa bizi de mi şekillendiriyor?

Dil, sadece düşüncelerimizi ifade etmekle kalmıyor; düşüncelerimizi oluşturuyor. İşte bu noktada, Pierre Sabak’ın “Gerçekliğin Cinayeti” adlı çarpıcı çalışması, sadece bir teori değil, bir alarm gibi karşımıza çıkıyor. Sabak’a göre, kullandığımız dilin kendisi, farkında olmadan bizi yönlendiren, hatta manipüle eden bir sistem olabilir. Ve bu sistemin arkasında, insan dışı, sürüngen görünümlü bir ırkın uzun vadeli bir zihin mühendisliği projesi yatıyor olabilir mi?

İnanılmaz geliyor, değil mi?

Ama durun. Bu iddiayı hemen “komplo teorisi” diye bir kenara atmayın. Sabak, yedi yıla yakın süren kapsamlı bir araştırma sonucunda, dillerin köklerine inerek, etimolojinin derinliklerinde saklı, birbirine bağlı semboller ve kodlar bulduğunu iddia ediyor. Bu kelimeler, sadece anlamlarını değil, aynı zamanda düşünce biçimlerimizi de yönlendiriyor olabilir.

Örneğin:

  • Latincede “fraternitas” (kardeşlik) ile Arapça “ifrit” (şeytanik varlık) arasında bir kök benzerliği var mı? Ve bu, “kardeşlik” kavramının altında gizli bir aldatma mesajı mı taşıyor?
  • İbranicede “nahash” hem “yılan”, hem de “deşifre etmek” anlamına geliyor. Bu tesadüf mü, yoksa bir şifre mi?
  • “Latine” (Latince) kelimesi, “latens” (gizli) kökünden geliyor. Arapça “lut” (örtü) ile aynı köke mi sahip? Ve bu kök, hem bir peygamberin hem de bir kavmin adı mı?

Bu bağlantılar, rastlantı olabilir. Ama Sabak, bunların bir desen olduğunu, hatta bir “dil şifresi” olduğunu savunuyor. Antik metinlerde, özellikle Kutsal Kitap’larda bu tür çok anlamlı, polimorfik (çok yüzlü) kelimelerin sistematik olarak kullanıldığını, bunun da ezoterik bir bilgi aktarım yöntemi olduğunu iddia ediyor.

Yılan, bilgelik, öğretmen, öğretmenlik, bilgi… Bu kavramlar, farklı kültürlerde neden sürekli yılanla eş anlamlı hâle geliyor? Yunancada “saura” (kertenkele), İbranicede “seraph” (ateşli yılan), Arapçada “sure”, Afrika’da “Nyoka”, Japonya’da “tengu”… Hepsi bir şekilde “konuşan”, “bilgi veren”, “öğretici” bir varlık olarak karşımıza çıkıyor.

Acaba bu sadece bir kültürel metafor mu? Yoksa bu kadar farklı dil ve kültürdeki benzerlikler, gerçekten de evrensel bir kodun parçası mı?

Sabak’ın tezi, Philip K. Dick’in şu sözüyle yankılanıyor:
“Gerçekliği manipüle etmenin temel aracı, kelimelerin manipülasyonudur. Kelimelerin anlamını kontrol ederseniz, kelimeleri kullanmak zorunda olan insanları da kontrol edebilirsiniz.”

Şimdi düşünün: Hangi kelimelerle düşünüyorsunuz? Kimin dilini konuşuyorsunuz? Ve daha önemlisi: Kim sizin dilinizi konuşuyor?

Dilbilimciler bu teorileri şüpheyle karşılayabilir. Rastlantısal benzerlikler, seçici veri kullanımı, subjektif yorumlar olabilir. Ama asıl mesele, bu iddiaların doğru olup olmadığından öte nasıl düşündüğümüzü düşündürttüğü.

Çünkü bir kez bu fikri duyduktan sonra, bir daha “kelime” diye bir şey olmadan geçemezsiniz. Her kelime, bir sembol. Her sembol, bir mesaj. Her mesaj, bir yapı.

Pierre Sabak’ın bu çarpıcı iddiası, bizi sadece dilin tarihiyle değil, kendi düşünce özgürlüğümüzle yüz yüze getiriyor. Belki de asıl önemli olan, bu teoriye inip inmemek değil; eleştirel düşünme alışkanlığımızı, her kelimeyi sorgulama cesaretimizi yeniden keşfetmek.

Bu videoda, Sabak’ın iddialarını, sunduğu etimolojik bağlantıları, antik metinlerdeki gizli katmanları ve “dil mühendisliği” kavramını derinlemesine inceliyoruz. Hangi kanıtlar ikna edici, hangileri zorlamış? İnsan beyni desen aramaya mı mahkûm, yoksa gerçekten de bir şifre mi çözülüyor?

İşte bu soruların peşinden gidiyoruz…

👇 İzleyin ve kelimelerin ardında neyin saklandığını keşfedin:

👉 İlgili YouTube videosu


Sonraki Bölümde Ne Var?
“Gizli Soylar ve Yıldızlardan Gelen Efendiler” başlıklı ikinci bölümde, bu dil kontrolünün yalnızca kelimelerle kalmadığını, hatta biyolojik bir manipülasyon, hibrit nesiller ve yıldızlardan gelen efendilerle ilgili inanılmaz iddialara nasıl uzandığını keşfedeceğiz. Takipte kalın.

Yazar avatarı

Ömer

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Yeni İçeriklerden Haberdar Olun

E-posta listemize katılın ve en son videolardan, blog yazılarından ve özel içeriklerden ilk siz haberdar olun.